Selefilik nedir?
Ashaba ve tabiinin büyüklerine selefi denir. Bunların yolu olan Kur'an ve sünnettir. Hüccet olarak bunu kabul etmeye yani onlar gibi Kur'an ve sunnette bir konunun hükmü açıkça a...nlaşıldıkça ona buna basvurmayan ve kör bir taassub ile taklid etmeyenlere selefi denir.
Selef alimleri, sahabe ve tabiine uyarak Kur'an ve sunnette hükmü aşikar olan nasların aksini iddia etmezler. Sıfatlar ve tevhidi konularda Kur'an'da açık hükümden sonra hala bir alim ictihadda bulunuyorsa bu selefi değildir. Açık nasların tevile ihtiyacı olmadığına göre olduğu gibi hükmü alınır.
Selef müfessirler,muhaddis ve fakihler bize Kur'an ve sünnetin hilafına olan hükümlerle gelmezler. Bir konuda bir ictihat belirtmişlerse, siz bu ictihadin nasil bir ortam ve mesele hakkında söylendiğini kestirebilirsiniz.
Dikkat edin! Selef olan taklitçiliğe karşıdır. Selef alimleri kimsenin onların ictihatlarını yargılamadan taklit etmelerini istemezler. İmam Şafii (r.h); Eğer görüşüme aykırı bir hadis bulursanız görüşümü atın. Artık görüşüm o hadistır der. Yine İbn Kayyım (r.h) ne güzel söylüyor; Alimin görüşü alınır da, atılır da...
Şimdi birine ayet ve hadis sunulduğu halde ashabin yolunu bırakıpta, alim görüşünü delil sunuyorsa aklına şaşarim!
Kur'an ve sünnete karşı alim sözü hüccet olabilir mi? Böyle bir yol İslami midir?
Hayır, bunlar Tevbe 31.ayetın hükmüne girmişlerde farkında değiller. Alimlerin doğru dediğine doğru diyen, yanlış dediğine yanlış diyenler! Bu halinizle onlara ilahlık vermiş olmuyor musunuz?Zira bu sıfat sadece Allah'a aittir. Ancak Allah c.c. bir konuda doğru diyorsa doğrudur, yanlış diyorsa yanlıştır. Allah'ın emrine karşı kem küm edilmez. Peygamberler bile korunmuş olmasalardı beşer olarak yanılabilirlerdi. Ne var ki, Allah s.w.t. onları hatalardan korumuştur.
Peki hangi alim hatalardan korunmuştur da fetvası sorgulanmadan kabul edilsin? Bu durum Tevbe 31.ayetın hükmüne girmek değilmidir?
Mezhepçilik yapmayanlar, evvela Kur'an ve sünnete başvururlar,sonrada bütün ehli sünnet/gercek anlamda sünnete uyan alimlerin kitaplarını,fetvalarını incelerler. Birilerine bağımlı kalmazlar. Eğer bazılarına kör düğüm bağımlı isek, fırkamızın adına ne dersek diyelim, bunun adı yine kör mezhep taassubçuluğudur. Taassub bu konuda,Kur'an ve sünnete sıkıca bağlanmak yerine bazı alimleri şaşmaz hüccet görmektir. Bu gün kendini selefe-ehli sünnete nisbet eden neredeyse bütün cemaatlerin ayrı ayrı dokunulmaz alimler edinmeleri, bu hastalığın ciddiyetini açıklıyor.
Kurtuluş, Kur'an ve sünnet yolundadır. Alim olanların kitaplarını okuduğumuz zaman, onlara bağımlı olmak yerine Kur'an'a daha çok bağlanıyor isek bilelim ki bu gerçekten alimdir. Yok bunun yerine onların fetvalarının meftunu oluyor isek bu başka bir şeydir. Alim insanı Kur'an'a bağımlı yapmalı, ehli kitap alimleri gibi kendilerine değil.
Dikkat edelim! Biz ahirette Kur'an ve sunnetten sorulacağız, alimlerden değil.
{ Bawerîya Quranû Sunneté }
Adam gibi inandırıcı birşey yazsan derimki haklısın toplumun yüzde doksanı kuran okumayı bilmez sen bu toplumdan nasıl ayet ve hadisten hüküm çıkarmayı beklersin insanları yoldan çıkarmaktan başka amacınız yok
YanıtlaSilAdam gibi inandırıcı birşey yazsan derimki haklısın toplumun yüzde doksanı kuran okumayı bilmez sen bu toplumdan nasıl ayet ve hadisten hüküm çıkarmayı beklersin insanları yoldan çıkarmaktan başka amacınız yok
YanıtlaSil