Sayfalar

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Tağut ve Reddi


Muvahhit Olarak Allah’a İman Etmede Tağut’u Reddetmek (İnkar Etmek) Şarttır
Üçüncü ayet:
“O halde kim tağut’u inkâr edip Allah’a inanırsa, sağlam kulpa yapışmıştır ki o, hiçbir zaman kopmaz Allah işitir ve bilir” (Bakara 2/256)
Kurtubi’den:
Allah (cc) diyor ki:
“O halde kim tağut’u inkâr edip Allah’a inanırsa”
Burada ortaya kesin bir şart koymuştur -Tağut ise Taberi’nin ifadesine göre haddi aşana denir- Bu şartın cevabı şudur:

“Şüphesiz kopma bilmez bir kulpa sarılmıştır”
Mücahid şöyle demiştir:
el-Urve, iman demektir
Suddi ise İslâm’dır;
İbni Abbas, Said b Cübeyr ve Dahhak: La ilahe illallah demektir, demişlerdir ki bu ifadelerin hepsi de aynı manadadır
Beğavi’den:
“Kim tağutu reddederse (küfrederse)” yani şeytanı Ve denildi ki:
Allah’ın (cc) dışında kulluk edilen herşey tağuttur
“Allah’a iman ederse urveti vuskaya sarılmış olur” yani dinde sağlam, muhkem bir akde (kulpa) sarılmış ve temessük etmiş olur
“Kopuşu olmayan”: onun kopması mümkün değildir
Şankıti’den:
“And olsun ki, biz, Allah’a kulluk edin ve putlar (tağutlar)dan sakının diye (emretmeleri için) her millete bir peygamber gönderdik” (Nahl 16/36)
Allah’a ibadet etmek, ancak O’nun dışındakilerden kaçınmak sureti ile fayda verir Ayette belirtildiği gibi:
“O halde kim tağutu inkâr edip Allah’a inanırsa, sağlam kulpa yapışmıştır” (Bakara 2/256)
“Onların çoğu, ancak ortak koşarak Allah’a iman ederler” (Yusuf 12/106) ve bu manadaki diğer ayetler
İbni Kesir’den:
“Kim tağutu reddedip Allah’a iman ederse” yani kim putlar ve denkler ile şeytanın kendisine çağırdığı Allah dışında ibadet edilen herşeye ibadet etmekten kaçınır, Allah’ı birleyip sadece O’na ibadet ve O’ndan başka ilahın olmadığına şehadet ederse “kesinlikle kopmayan bir kulpa sarılmış olur” yani işinde isabetli ve sıratı müstakim ile örnek metotta dosdoğru olur
Esasen ayette geçen tağut kelimesinde ön planda olan husus şudur:
Şeytan gerçekten çok güçlüdür Bu anlamda o, cahiliye ehlinin putlara kulluk etmek, onlara muhakeme olup yardım dilemek türünden üzerinde bulundukları bütün kötülükleri şamildir
Mücahid:
“Şüphesiz sağlam bir kulpa tutunmuştur” (Bakara 2/256) bunun anlamının iman, Süddi de, İslâm demek olduğunu söylemiştir Ayrıca Said b Cübeyr ve Dahhak, La ilahe illallah’tır, demişlerdir Bu görüşlerin hepsi de doğrudur Aralarında bir tenakuz yoktur” (İbni Kesir Terc, 3/1024-1025)
İmam Taberi diyor ki:
Bana göre tağut hakkındaki doğru tanım şudur:
Allah’a karşı haddi aşabilen ve O’nun dışında kendisine ibadet edilen her şeydir Bu kulluk ister ibadet edecek olana baskıdan dolayı olsun ister bu kişinin kendi isteğiyle olsun fark etmez Bu mabud insan da olabilir Şeytan, put (vesen- sanem) veyahut herhangi bir şey de olabilir Buna göre ayetin izahı şöyedir:
Kim Allah’ın dışındaki ibadet edilen (mabud) her şeyin rububiyetini inkâr edip onu reddeder ve Allah’a da iman ederse, yani Allah’ın kendisinin rabbi, ilahı ve mabudu olduğunu tastik ederse şüphesiz kapmayan bir kulpa sarılmış demektir
Özetle: Allah’ın azap ve ikabından kendisini kurtarmak arzusuyla sarılınabilecek en sağlam şeye tutunmuş olurAllah semi ve basirdir Yani Allah müminin, sadece kendisine olan imanı ile vahdaniyetini ikrarı ve Allah dışında ibadet edilen ortaklar ve putlardan (endad- evsan) teberri etmesi anındaki tağutu reddedişini de duymaktadırAlimdir, yani kalbinin Allah’ın tevhidi ve rububiyetindeki ihlası noktasında gösterdiği azmini ve vicdanının sahte ilahlar, esnam ve tağutlardan teberri ederken ihtiva ettiği şeyleri bilmektedir Bundan başka yarattıklarından her biri nefsin gizlediğini de bilmektedir Zaten hiçbir sır O’ndan ; gizlenemediği gibi O’na hiçbir şey saklı da kalamaz Buna binaendir ki, kıyamet günü herkes dilinin ifade ettiği ve vicdanının barındırdığı şeylerle karşılık görecektir Artık eğer hayır ise hayır, şer ise şer görür”
Muhammed b Abdulvehhab ise şöyle demiştir:
Bil ki: Kişi tağutu reddetmeden Allah’a inanmış bir mümin ; olamaz Bunun delili şu ayettir:
“Kim tağutu reddeder ve Allah’a iman ederse şüphesiz sağlam bir kulpa sarılmıştır” (Bakara 2/256)
Rüşd, Muhammed’in (sav) dini,
Ğayy, Ebu Cehil’in dini ve
Urvetül Vuska da La ilahe illallah şehadetidir
Bu ise hem isbatı ve hem de nefyi içerir Allah’ın dışındaki her tür şeye ibadet etmeyi nefyederken, bunun yanında her tür ibadeti, şeriki olmayan tek Allah için tesbit ediyor” (Kitab’u Mecmuat’it-Tevhid, 15)
Bu ayete bakın ki ne kadar muhkem bir manası vardır Keza ifadesi ne kadar da nettir Görüldüğü gibi ayet müfessirlerin ittifakıyla İslâm demeye gelen “Urvetül Vuska” ya sarılmayı bir şarta bağlamaktadır Nitekim Kurtubi, Şankıti, Muhammed b Abdulvehhab ve diğerleri böyle demişlerdi Bu şart şudur:
Tağutu reddetmek ve sadece Allah’a iman etmek Bilindiği gibi şartın yok olması bu şarta dayalı olan hususu da ortadan kaldırır İslâm’ın gereği şudur:
Allah’tan başka ibadet edilen herşeyi reddetmek, ondan teberri edip inkâr ederek uzaklaşmak Keza Allah’a ortak kabul etmeksizin uluhiyyeti O’na hasretmek Böyle olmazsa eğer, “Urvetül Vuska” ona nisbet iddiasındaki kişinin elinde kalakalır Çünkü Allah’a iman ile tağuta iman birbirine zıt olup bir yerde birleşmesi ve buluşması imkânsızdır Kaldı ki kişinin kalbinde Allah’a iman ile tağuta iman bir arada bulunamaz Çünkü kesin olan şu ki:
Bunlardan hangisi kişinin kalbini mesken tutarsa ötekini oradan tard edecektir Şu halde kişinin kalbinde ya sadece Allah’a iman yahut da çeşidi ne olursa olsun tağuta iman bulunacaktır Buna göre şöyle denilmesi imkânsızdır:
Şu kişi hem Rahman’ın (cc) grubundan ve hem de tağutun grubundandır Yahut filan kişi muvahhit bir müşriktir ya da Müslüman bir kâfirdir
İşte insanlara ulaştırmakla mükellef olduğumuz İslâm budur Nitekim onlar ikrar edip İslâm’ı din edininceye kadar, kılıç onlardan kaldırılmaz Kaldı ki bu durumda şüphede kalıp tavakkuf eden kişinin dahi can ve malı haram olmaz
Geriye okuyucudan cevaplamasını istediğimiz bir soru kalıyor o da şudur:
Kim endad (ortaklar), evsan (put) ve tağutlara ibadet etmekten kaçınmaz, bunun aksine
kulları fitneye düşüren ve onlar arasında Allah ve Resulü’nün hükmünün ötesinde yasama ve kanun olarak dilediği şekilde hükmetmekte olan bir tağuttan razı olursa (itaat ederse) bu durumdaki bir kişi tağuta küfr (onu red) mü etmiş olur yoksa ona iman mı etmiş olur?
Ayrıca bu kişi, ‘Urvetül Vuska’ ya mı tutunmuştur yoksa o andan itibaren ondan ayrılmış biri midir?
Tağutu reddetmek nasıl olmalıdır ?
Tağutu reddetmek beş bölüme ayrılır
1 Allah’tan başkasına ibadet etmenin batıl olduğunu bilmek ve buna inanmak Allah (cc) diyor: “İşte böyle şüphesiz, Allah O, hak olandır ve şüphesiz, O’nun dışında taptıkları ise batıldır Şüphesiz, Allah yücedir, büyüktür”(Lokman 31/30)
2 Bu inançla Allah’tan başka ibadet edilenleri terketmek Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Andolsun ki, biz her kavme Allah’a ibadet edin ve tağuttan sakının diye bir rasul gönderdik”(Nahl 16/36) Ve: “Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının” (Hac 22/30) Bil ki, tağuta muhakeme olmak, ondan yardım istemek ve ona sığınmak tağuta ibadet etmek demektir
Terk üç kısıma ayrılır
A İtikadi terk (kalp ile)
B Kavli terk (söz ile)
C Fiili terk (amel ile)
Bir kul bu üçünü kendi hayatına geçirmemişse tağuttan sakınmış olmaz
- Bir insan kalpte terk ediyor ama sözde terk etmiyor Bir yasaya yemin eden böyledir
- Bir insan söz ve amel ile terkediyor, ama kalpte terk etmiyor Münafıklar böyledir
- Bir insan kalpte terk ediyor ama fiilde terk etmiyor Tağuta secde eden ve tağutun mahkemesine giden böyledir
Bu üçünü bir arada bulundurmayan sakınmış olmaz
Bazı insanlar diyorlar ki: Fiili terk ve sakınmak gerekmez, itikadi terk (kalp ile) ve kavli terk (söz ile) yeterlidir
Cevab: Bu çok kötü bir söz ve bahanedir Çünkü ictinab (sakınmak) hem itikadi, hem sözde, hemde amelde sakınmak manasına geliyor Allah (cc) şöyle buyuruyor: “İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir Öyleyse, bunlardan kaçının, umulur ki kurtuluşa erersiniz”(Maide 5/90)
Mesela: Kim içkinin haram olduğunu biliyor, onu kalpte kabul ediyor, ama içki içmeye devam ediyorsa, o zaman o ameli olarak terk etmiyor, öyle birinin hakkında diyemeyiz ki, o kişi içkiden uzaklaımış, ama diyoruz ki o içki içiyor O asi bir müslümandır
Aynen, bir insan tağutun mahkemesinde muhakeme olmanın şirk olduğunu biliyorsa, ve onu da kalpte kabul ediyorsa, ama ameli olarak terk etmiyorsa (yani tağutun mahkemesinde muhakeme olmaya devam ediyorsa, yada orada “hakkını” aramaya devam ediyorsa), tağuttan ve tağutu ibadetten uzaklaşmamış (sakınmamış) demektir İşte buna diyoruz ki, tağuta ibadet ediyor ve böylece Allah’a şirk koşuyor Dolaysıyla müşriktir, namaz kılsa da, oruç tutsa da, “cihad” etse de
3 Onlara karşı düşmanlık beslemek Allah (cc) İbrahim’in (as) hikayesinde anlatıyor ki İbrahim (as) kavmine şöyle dedi: “Şimdi neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü? Hem siz, hem de eski atalarınız? İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır Yalnızca alemlerin Rabbi hariç”(Şuara 26/75-77)
4 Onlara buğz etmek Allah Teala diyor: “İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için güzel bir örnek vardırOnlar kavimlerine demişlerdi ki: ‘Biz sizden, ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız Sizi tekfir ettik Bir tek Allah’a inanmanıza kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke (=buğz) belirmiştir”(Mümtehine 60/4)
5 Onları tekfir etmek Nasıl tekfir edilir? Bütün kafirleri yada küfre çağıranları kafir olarak kabul etmekAllah’tan başka birine ibadet yapana kafir demek “Biz sizden ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız Sizi tekfir ettik”(Mümtehine 60/4)
Bil ki yüce Allah’ın (cc) Ademoğluna ilk farz kıldığı şey tağutu inkar edip, Allah’a iman etmesidir Allah (cc) diyor: “Andolsun ki biz her millete Allah’a ibadet edin ve tağuttan sakının diye tebliğ etmesi için bir rasul gönderdik”(Nahl 16/36)
Tağutu inkar etmek şöyle olmalıdır: Allah’tan başkasına ibadet etmenin batıl olduğunu bilip, buna inanmalı, bu inançla Allah’tan başka ibadet edilenleri terketmeli, onlara buğz etmeli, onları tekfir etmeli ve onlara karşı itikadi bakımdan düşmanlık beslenmelidir
İyi bilmelisin ki, bir kimse tağutu reddetmediği müddetçe Allah’a iman etmiş sayılmaz Çünkü Allah (cc) diyor: “O halde kim tağutu reddedip, Allah’a inanırsa kopması mümkün olmayan sağlam kulpa yapışmıştır”(Bakara 2/256)

Tağutu red etmek için şartlar vardır bunlar

1: Tağutu tekfir
2: Tağuta tapanı tekfir
3: Tağuta tapaı tekfir etmeyeni tekfir etmek
Eğer bu şartlar sağlanmadı ise tağut red edilmiş olamaz
Bu yazdıklarım hakkında görüşünüz nedir  Doğru diyorsanız bu şartları ortaya koyacak deliliniz varmıdır?
Bu yazdıklarınız doğrudur En büyük delili de şu ayeti kerimedir:

“İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için güzel bir örnek vardır Onlar kavimlerine demişlerdi ki: ‘Biz sizden, ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız Sizi reddettik Bir tek Allah’a inanmanıza kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke (=buğz) belirmiştir”(Mümtehine 60/4)

inşallah bu konuyla ilgili daha geniş bir açıklama yakında yapacağız
Tagutu ve ona ibadet edenleri tekfir etmek, vela-beranın bir parçasıdır Çünkü kişi bir kavmi müslüman gördüğü halde onlardan tam manasıyla beri olamaz Zira mümin müminin kardeşidir Kafirlerden beri olmayan da mümin olamaz Dinin aslına giren konularda tekfir sonsuza kadar zincirleme gider Yani mesela Kabirlerden yardım isteyen bir kişi müşriktir Onu tekfir etmeyen de onun gibidir Bu tekfir etmeyeni tekfir etmeyen de kafirdir ila ahir böyle gider Bu konuların tafsilatı için usulu dinle alakalı bölümdeki yazıları ve özellikle vela-bera kısmını takip etmenizi tavsiye ederim

Tağut Kavramı Hakkında Ayetler ve Kısa Açıklamalar

Allah Tealâ buyuruyor ki:

“Dinde zorlama yoktur Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır Allah işitir ve bilir” (Bakara Suresi: 2/256)

Bütün Rasullerin getirmiş olduğu İslam dininin ilk emri, tağutu reddetmek ve tağutlara ibadetten kaçınmaktırAllahu Teala, fertlerin ya da toplumların İslam dairesi içerisine girebilmelerini, öncelikle tağutları reddetme şartına bağlamıştır Tağutların reddi pratik hayatta bilfiil gerçekleşmeden müslüman ismine sahip olabilmek asla mümkün değildir

“Andolsun ki biz, ‘Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının’ diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!” (Nahl Suresi: 16/36)

Tağutları reddetme ve onlara ibadetten kaçınma şartı, tüm rasullerin ortak tebliği olmuştur Bütün rasuller öncelikle Allah’a ibadet etme ve tağuta ibadetten kaçınma ilkesini insanlara tebliğ etmişlerdir
Alimlerin Tağut Kavramı Hakkında Sözleri:İbn-i Cerir Et`Taberi: “Bana göre taguta verilecek en doğru mana; Allah (cc)’a karşı haddini aşan ve Allah (cc)’tan başka kendisine zorla veya gönüllü itaat edip bağlanılarak ibadet edilen-dirKendisine ibadet edilen bu varlık bir insan olabileceği gibi şeytan, put veya herhangi bir şey de olabilir” (Taberi Tefsiri, 4/281)

İbn-i Kesir:“Hz Ömer’in ‘tağut şeytandır’ anlamındaki açık-laması, gerçekten güçlü bir görüştür Çünkü bu ifade cahiliye eh-linin, putlara tapmak, onların hükümlerine başvurmak, onlardan yardım ve zafer dilemek gibi bütün kötü itikad ve fiillerini kapsa-maktadır” (İbn-i Kesir Tefsiri 3/1024)

İbn-i Teymiyye: “Allah’a isyanı gerektiren hususlarda, hidayet ve hak dine uymamakta, kendisine itaat olunan her şey tağuttur İşte Allah’ın kitabından başkası ile hükmeden ve bu maksatla hükmüne başvurulan kimseye tağut adının verilişi bundan dolayıdır” (Mecmu’ul Fetava: 28/201 )

İbn-i Kayyım El`Cevziyye: “Tağut, ibadet edilen, tabi olunan veyahut da itaat olunan olsun, kulun haddini aşmasına vesile olan her şeydir Her kavmin tağutu, Allah (cc) ve Rasûlü dışında onun hükmüne başvurdukları, Allah’ı bırakıp ibadet ettikleri, basiretsizce Allah’ın dışında tabii oldukları veyahut da Allah’tan başka itaat ettikleri kimselerdir Kim Rasulullah (sav)’in getirdiğinin dışında başka bir şeyin hükmüne başvurur veya o şeyle hüküm verirse, tağut ile hükmetmiş ya da tağuta muhakeme olmuş demektir” (Alam’ul Muvakkııyn, 1/50)

Sefer Havali: “-Ben insanların maslahatlarına (faydalarına) uygun şeyleri yasalaştırıyorum ve buna uygun kanunlar çıkarıyorum Zina eden niçin taşlanıyor? Zira, zina edeni taşlamak çok büyük bir vahşettir (Onların bu küfründen ve sapıklıklarından Al-lah’a sığınırız) Zina edenin taşlanması büyük bir vahşet olduğu i-çin biz bu taşlama cezasını para cezasıyla ya da hapis cezasıyla değiştiriyoruz- İşte, bu tip sözler ve eylemler ancak tağutlardan sadır olur Kim Muhammed (sav)’in getirdiği dışında bir yasa ko-yarsa ya da faiz yemeyi, içki içmeyi helal kılarsa, yahut da buna benzer bir şey yaparsa işte o tağuttur Çünkü haddini aşmıştır” (Sefer Havali Şerhi)

Açıkça görüleceği üzere tağut kavramının hakimiyet mefhumu ile direkt bir ilgisi vardır Nitekim Şeyh Muhammed b İbrahim’de tağut kavramını açıklarken direkt bu kavramın hakimiyet boyutuna değinmiş, Allah’ın indirdiği esasların dışında kanun koyanları, Rasulullah’ın getirdiği şeriatın dışında bir kanunla hük-medenleri, ihtilaflı durumlarda Allah ve Rasulü’nün buyruklarının hiçe sayıldığı mahkemelerde muhakeme olanları tağut kavramı içerisinde zikretmiştir

TAGUTU RET EDİYORUM DERKEN YENİ TAĞUTLAR EDİNMEMEK İÇİN DİKKAT ETMEK GEREKİR!

Alıntı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder